26 Eylül 2012 Çarşamba

şimdi okullu olduk..




sınıfları doldurduk, arkadaşlarımızla buluştuk, sevinçliyiz hepimiz, yaşasın okulumuz....









Mira' cığımın okulda ikinci haftası, bu sene hergün yarım gün gidiyor.. çok mutlu, çok eğleniyor, okulunu çok özlemiş.. bu sene okul kıyafeti de hazırlanmış, her sabah hangi hayvanlı t-shirtü giymeyi istediğini açıklayarak kalkıyor yataktan..











en sevdiği iki arkadaşı olan Yakamoz ve Baran ile ve yeni öğretmeni ile buluşması ise izlemeye değerdi..





24 Eylül 2012 Pazartesi

Emzirme üzerine..




Evet bitiriliş yönteminin, bu denli uzun tutulmasının, büyük bir başarı olduğunu söyleyemeyeceğim ama yazmadan da geçemeyeceğim, zira Mira'mın ve benim, hayatımızın hatırı sayılır bir dönemi idi emzirme süreci.. özellikle hangi tarihde ne oldu, ne zamanın günceli ne idi konusunda artık çok dikkatli olamasam da bu bizim için çok önemli bir konu ve kızım büyüdüğünde bu sürecin nasıl yaşandığını okusun isterim..
Yukarıda görülen gerçekten ilk emzirme anını gösteren  fotoğrafda ve sonrasında kısa bir süre  için, itiraf ediyorum ki ,bunun ne kadar önemli, duygusal tatmini ne denli yüksek, ne tarifsiz bir süreç olacağını bilemiyordum.. çok acı çektiğim, kocaman bir çocuk ağzı ile kaza ısısrıkları ile kıvrandığım anlarda bile aramızda yarattığı yakınlık, bir bütün oluş, o nefes sesi,kokusu, o anlardaki mutluluğu, onun için vazgeçilmezliği bana inanılmaz bir mutluluk verdi, gelinen noktada sürenin uzunluğu, annem dahil herkesden dinlediğim " ama kes artık.. " cümleleri ve mutlaka bir sonu olacağı ve tercihen bu sonun tarafımca yönetilmek istenmesi gerekçeleri ile bir süredir plan ve program halinde idim..
Önce kendi kararına götürecek telkin yöntemini denedim, bak artık çok büyüdün, hadi bırakalım sonra bunu kutlayalım, pasta keselim, mum üfleyelim şeklinde.. pek işe yaramadı, hep onayladı ama artık emmeyeceksin kısmına hiç yanaşmadı, hiç söz vermedi hep açık kapı bıraktı, haliyle kutlama da olmadı..
Sonra başka bir formül denemeye karar verdim ve emmeyi günde bire düşürdüm, sadece güneş uyuduktan sonraya.. çabuk adapte oldu, bu bir kuraldı ve Mira'da işe yaradı, sadece akşam uyumadan önce emdi, gece uyanırsa o uyku sersemliği içinde bir yöntemle vazgeçirdim, bazı sabahlar beşde, altıda uyandı, emzirmeyi reddedince çok ağladı tekrar uyumadı, erken başlayan güne adapte olmaya çalıştım, uykusuz kaldım, çok üzüldüm ağlamasına, ama hiç bozmadım kuralı, ben vazgeçmeyince baktım o daha kuralcı davranıyor, tabi bu süreçde fırsatları hep değerlendirdi, hep boşluk kolladı bazen meme deyip kahkahalar atarak ve şaka yaptımı peşine sıkıştırarak tepki ölçtü, bazen kendini kontrol edemeyip açık açık isteyip çığlıklarla ağladı.. bu süreçde istisnasız her emzirmede sütün acıyacağını, süt acıyana kadar kuralımızın böyle devam edeceğini ama acıdığında artık ememeyeceğini anlattım, bardakta biten süt gibi annenin memesindeki süt de bitiyordu, bardakta kalan süt nasıl bozuluyorsa annenin memesindeki süt de bozulacaktı.. gelinen noktada artık bunu bana kendisi anlatmaya başladı.. baktım süreç fena gitmiyor hiç istemesem de ve onun memeden tiksinmesi en son tercihim olsa da sabır taşı yöntemine ben de başvurdum.. en son 22.09.2012 cumartesi günü akşam yani Mira tam 39 ay 14 günlük iken , ben son olduğuna karar vererek ama maalesef o bunu bilmeyerek meme emip gece uykusuna hazırlandık, gece uykusu öncesi usulünce uyguladığım sıvı ile acıyan memeye ilk tepkisi " anne işte acımış meme.." oldu, sonra ağlamaya başladı ben bunu beklediğimizi anlattım, etrafta meme emmediğini bildiğimiz pek çok arkadaşı olduğunu isimlerini sayarak anlattım, sakinleşti, acıyı gidermek için beraber hazırladığımız ballı sütü içdi, zorlanarak ve içini çeke çeke uyudu.. ben o uyuduktan sonra ağlamaya izin verdim kendime.. ertesi sabah yine bir ağlama seansı, başka tarafa çekilen dikkat ile gün içinde ikinci memeyi denemediği geldi aklına ve o akşam diğer memeyi emmeye karar verdiğini açıkladı, belki o acımamıştı.. ben her yaklaşımında kararı ona bırakarak nasıl istersen öyle yap şeklinde onu kararın içine soktum, dün akşam çok daha dikkatli yaklaştı önce kokladı, ikisinin de acı olduğuna karar verdi, bu beklenti ile yatmadan evvel beraber hazırladığımız sütü içti,  sonra pişman olup keşke deneseydim noktasına geldi ama bundan çabuk döndü, bebeğine sarılıp bana sırtını kaşıtarak uyudu.. sabah altıbuçukda kalkıp çığlıklar atmaya başladı ve tekrar denemek istedi, açıkcası korktum sıvının etkisinin ne kadar süreceğini bilmediğim için acaba korkusu ile o anda aklıma ilk gelen şeyi öne sürdüm ama sütün yok, istersen önce süt hazırlayalım sonra acı olursa ben sütü hazırlayana kadar çok acı olur ağzın ,nasıl istersen sen karar ver dedim, haklı buldu, kabul etti, araya başka şeyler sokup dikkatini dağıttım,
bugün akşam bizi ne bekler bilmiyorum, poşetimde erimeyi bekleyen sabır taşım ve gözümde iki damla yaş ile bu sürecin en kısa sürede geçmesini beklerken, beni şişiren, midemi bulandıran, ağrı yapan fiziksel etkinin de bir an önce geçmesini allaha şükürler ederek diliyorum..