Bilen bilir ağustosböceği gibi gezip, geç evlenip, ağustosböcekliğine devam edip geç doğurup geç çocuk sahibi olan bir çift olarak en temel iki özelliğimiz çocuklarının faaliyetleri peşinde koşan arkadaşlarımız ile dalga geçmek ve ikincisi ise birbirimize birebir uyan yabaniliğimiz idi..
ikinci özellik ile başlayayım, yıllar boyu gittiğimiz tatillerden, Club Med gibi, insanları biraraya getirmeye, sohbete, arkadaşlığa zorlayan pek çok lokasyon da dahil olmak üzere sıfır iletişim, sıfır muhabbet ile dönen bir çift olarak bu soğuk kalemiz Mira ile yıkıldı.. artık tatil, seyahat, sosyalleşme vaadeden her ortamdan muhtelif iletişimler ile döner olduk ve çocuğun nasıl bir iletişim aracı olduğuna inanamaz haldeyiz.. şikayetçimiyiz? hayır, değiliz.. yaş gereği de olabilir doğrusu iyi geldi..
ilk özelliğimize gelince bizim çocuksuz, arkadaşlarımızın çocuklu olduğu yıllar boyu herhaftasonu organizasyonunu bölen muhtelif bale, basketbol, jimnastik, dans, yüzme dersleri ile dalge geçtik durduk.. oradan oraya koşturan, sabahın köründe yollara düşen anne ve babalara bilmiş bilmiş ..."amaaaaan bitmedi sizin şu olimpiyat hazırlıklarınız!!!..." dedik, güldük geçtik.. ne mi oldu? an itibariyle " etme bulma dünyası " lafı suratımıza çarpmaya başladı.. üç haftadır jimnastiğe başladık, her pazar sabah saat 09.15 itibariyle başlayan derse yetişebilmek için sabah uyanmak ve dahi akşam vakitli yatmak tarzı takipler yapar olduk, ev Levent'de, ders Bahçeköy'de, ders öncesi en azından Mira kahvaltı etmiş olmalı.. Mira hernekadar sabah uykusunu çok sevmese de afyonunun geç patlaması, bizim ise uyuyabileceğimiz yegane sabahımız olması konuyu biraz içinden çıkılmaz yapsa da, pes etmek yok, vageçmek ise hiç yok..
ve bittabi şimdi susarak yorumları dinlerken, aynı zamanda Maya'nın annesi, Ilgaz'ın babası, Selin'in annesi tarzı muhabbete açık ortamların da içinde bulunmaktayız.. gururla açıklarız:)))
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
bu yazıya çooook güldüm :)))
YanıtlaSil