17 Ocak 2011 Pazartesi

el becerilerimizi geliştiriyoruz...


çokdur yazacağım, resimlerini koyacağım, bir türlü yazamadım, hep birşeyler geçti öne.. geçen yılbaşı keyifle süslemiştik ağacımızı, ama ya bu sene.. Mira'nın boyu kadar en basitinden bir ağaç ve iki paket süs ile sadece anneyi eğlendirdik.. büyük ağacı açamadık zira ıvırı, zıvırı, karı, süsü hiç Mira'cığıma göre değildi, biz de küçüğü süsledik şöyleki çarpınca düşüyor, hooop kaldırılıyor, çok çok bir kaç süs tekrar takılıyor, sen sağ ben selamet feci kolay bir çalışma, ama bu anneye yetmedi, başladı kurcalamaya zihnini, ne yapsam ne yapsam şeklinde.. Banu yapmış Mira'ya yeniyıl için bir lapbook, işte şurda.. geçen sene, onun lapbookundaki çam ağacını aldım, A3 boyutunda büyütüp PVC kaplattım, sonra birkaç paket renkli çıkartma aldım ağacı süslemek için, ama ben ağacı lapbooka koymadım, cama yapıştırdım, Mira'nın boyuna uygun yerine, eline de çıkartmaları verdim, önce çıkartmaları kağıttan ayırmakda zorlandı, ama kağıtlar yavaş yavaş boşaldıkça çekip kaldırmak için alanı genişledi ve kimseye ihtiyacı kalmadı, güzelcene süsledi ağacını, büyük bir ciddiyet ile, " biddiğğ" diyene kadar devam etti, hiç karışmadım, o bitti deyince ağacın etrafını kar ile süsledim.. süper oldu, biz ağacımızı yılbaşından bir gece önce süsledik, yılbaşı gecesi misafirlerimiz bayıldılar Mira'nın ağacına..

15 Ocak 2011 Cumartesi

Music Together'da ilk günümüz..

Sevgili Yapıncak'ı önce Tracy kitaplarının çevirileri ile tanıdım, sonra da Ada Kızım Bloğunu keşfettim, geçen cuma da Music Together'i.. baktım kış dönemi kayıtları başlıyor, çok da doğru bir zamana geldi, Kemerburgaz Gymboreedeki müzik dersimiz bitmişti, önümüz kar kış deyip üyeliğimizi burnumuzun dibine taşınan Ulus Gymboreede yenilemeye karar verdik hem haftaiçi de gidebilsin diye.. gerçi ismi lazım değil sorumsuz yalancı bakıcımız nedeniyle kendisine kapıyı göstermeden önce duyduklarımızdan dolayı bakıcı ile yalnız oyuna yollamaya son vermiş olsak da teyzemiz, anneannemiz sağolsun, onlar ile ara sıra gider haftasonları ne yapsak derken Yapıncak'ın bloğunda yeni dönem başlıyoru okuyunca hemen bu hafta için bir katılım onayı yollamıştım.. işte böyle, dün Yapıncak ile konuşup adresi, düzeni öğrendik bugün de sabahtan yola düştük.. Leventten Caddebostan'a biraz pratiklikten uzak ama program bana çok sıcak geldi. Ebeveynler ile beraber, maksimum kendi kendine minimum çalınan müziğe eşlik ederek aynı şarkıların hem türkçe hem ingilizce söylendiği müzikal gelişimi bir yana bırakırsak eğlencenin yoğun olduğu bir program.. evinize verilen cd de olan şarkılar söyleniyor her dönemde, eve 2 cd verildiğinden birini de arabada dinletebilirsiniz kuzuya, onların hafıza güçleri ile bu çocuk oyuncağı..zorlamalar yok, çocuğun isteyip benimsemesi önemli, istemezse hiç katılmayabilir.. Mira her değişik faaliyete başlarken yaptığı gibi uzun uzun izledi, bizim yanımızda değil canı nerede isterse orada durdu, ayakta olunan anlara gayet iyi eşlik etti, alkışladı, biz büyükler kahkahalar ile gülüp dolaşırken bize kocaman açılmış gözleri ile bakarak şaşırdı, eğlencenin bir bölümünde hepberaber yere yatıp uyurken benden çok uzak babası ve ben odanın bir ucunda kendisi bir ucunda iken Yapıncak ile yanyana uzanıp dinlendi ve yüzdeyüz uyum gösterdi gruba, bir ara Ömer Kaan ile bir köşede oynadığı yakalamacayı saymazsak gayet uyumlu idi, bu tarz katılımlarda en çok hoşuma giden Mira'nın anne baba dizi dibinde olmaktansa diğer kişilerin arasına karışıp kendine güvenle sosyalleşmesi ki yine aynısı oldu, ben de zevkle izledim:)) bu arada akşam evde başka bir cd de sleepppppp... kısmını duyunca parkenin üzerine uzanıp uyuma taklidi yapması çok hoşumuza gitti.. kabul buna Gymboree den de çok alışkın ama hiç çalınıp uyunan bir şarkı değildi dinlediğimiz o sadece sleep kısmını yakalamıştı.. vallahi şaşırdım..

10 Ocak 2011 Pazartesi

bakıcı kabusu..

yine bakıcı krizi, bu akşam mevcudun işine son vermek zorunda kaldık, ne yalanlar dinlemişiz meğer, hakkımızda neler konuşmuş anlatmış.. kendime kızıyorum ben nasıl insanları bu kadar eksik tanıyabiliyorum diye.. nasıl inanmış güvenmişim nasıl içimize almışız, kırılmasın bozulmasın diye ne çok susmuşum, çok yazık hiç değmezmiş.. çocuğumun sosyalleşme seanslarını kendi sosyalleşmesine adamış, bu arada kuzuyu salmış oynasın, başka anneler bakarmış benim kuzuya bizimki sosyalleşirken, insanın inanası gelmiyor, hele yalanlara hele yalanlara.. bir dürüst örneğe rastlasam bir doğru kişi bulsam ah bir bulsam.. dün pratik annenin yazısını okumuştum,işte şu, piyango kazanmak ile eş değer tutmuş iyi bir bakıcıya rastlamayı, ne kadar doğru.. basit hesapların hepsini yapıyorum. çalışmalımıyım? evet pratik anne hesaplamış maaş - bakıcı parası = x , işte bu x çocuğundan ayrı kalmaya değiyor ise çalış ve bakıcı yardımı al. ama bu bakıcıyı da verdiğin maaş ile memnun et, beş kuruş üstünü verene gitmeyecek etiklikte bakıcı bulman şartı ile anlamlı bu tabi.. ayrıca senin en değerli varlığını yetiştirmek gibi bir görevi üstlenen kişi için aslında bunun ne kadar zor bazen annesi olarak senin bile sıkılabildiğin detaylarda gizli bir faaliyet olduğunu kabullen ve o şekilde yaklaş.. pratik anne böyle yazmış çok doğru altına imzamı atarım ama sen bunları biliyorken senin iyi niyetine aynı iyi niyette yaklaşan birine rastla, yalancı, nankör falan olmasın, hem de çok dürüst, açık yürekli, samimi olsun.. ne diyeyim gerçekten piyango.. hem de büyük piyango.. hayatım boyunca bir sakız kazanmışlığım yok öyle söyleyeyim siz varın düşünün bu hikayenin sonunu..

1 Ocak 2011 Cumartesi

yeni yılın ilk günü..


1 ocakları oldum olası severim. Ve itiraf ediyorumki son yıllarda daha da çok sevmeye başladım, severim çünkü boşdur 1 ocaklar, severim çünkü hiçbirşeye yetişme telaşı yoktur, telaşı bırak ses seda hatta çevrede insan yoktur,boş boş yatılabilir, yataktan kalkıp salona salondan kalkıp yatağa, televizyonun karşından bilgisayara bilgisayardan gazete kitaba, tabi bu yıl farklı oldu, Mira ile beraber uyanmak her tatil gününden farklı olarak hiçbir program olmaması, leylanın izne gidip bizi çekirdek aile olarak yalnız bırakması, son zamanlarda çok az oluyor ve çok özlemişiz, Mira ile oynanan oyunlar, ye iç yan yat.. bir de meleğim burnu banyo musluğu gibi akarak uyanmayaydı gün çok daha keyifli geçebilirdi, neticede kızımla 3 de kucak kucağa uyuyup 6 da uyanıp hiçççç dışarı çıkmayarak gevredik de gevredik.. süperdi.. 2011 dilerim ilk günün gibi huzur ile gelip geçerken bize de istediklerimizi verirsin.. ve herkese de...