7 Eylül 2011 Çarşamba

Şiddetle tavsiye ediyorum..


Bu yaz iki tatil yaptık, biri beş günlük Bodrum diğeri ise dört günlük Çeşme kaçamağı idi.. mayısın son haftasını haziranın ilk haftasına bağlayan hafta Bodrumdaydık, cumartesiden perşembeye.. bu tatil için geçen sezon niyetlenip yer bulamadığımız Işıl Club' ı seçmiştik..
Bodrum için erken mi, lokum üşür mü derken, bir cumartesi sabahı düştük yola, uçağımıza çağrılmayı beklerken havaalanında termometreler dışarıda 16 derece civarı bir sıcaklık gösterdiğinden beynimdeki tilkiler askılılar yerine dik yaka kazak alaydın be kadın diye bağıradursunlar, Mira kızımız havaalanının altını üstüne getirip neticede canım tak edip hiiiiiiiii kayıp mı oldu çığlıklarıma çareyi yaşlı teyzelerin esef dolu bakışlarına rağmen tasma çantayı kullanmakta buldum ve daha uçağa binemeden pelteye döndüğüm bir başlangıç yaptı hepi topu beş günlük tatilimiz..
Havaalanından tesise ulaşma, hafif bir geç kahvaltı ardından odamızı beklemeye başladık, bu sırada hava gece kadar kararıp sele beş var bir yağmur bastırınca odamızı bulmamız biraz zaman aldı.. Tesisin Pazarlama Müdürü Arzu hanım, ki o anda kendisini henüz tanımamıştık, ıslanmamamız için ana binada bir odada vakit geçirmemizi önerse de biz odamızı bekleyip yer cücesini derin ve uzun bir uykuya yatırıp bu vesile ile azıcık dinlenmek hayalinde olduğumuzu kısmen itiraf edip aksi surat ifademiz ile odamızı istediğimizi belirttik..
Odamıza yerleşmemiz, hafifleyen yağmur, ardından nöbetleşe yenilen yemek, restauranttan rahatlıkla çıkartılabilen ve dahi odaya taşınabilen çorba kasesi, yoğurt kasesi tesisde geçireceğimiz rahat tatilin ilk ipuçları idi..
Aslında bizim tatil köyü konseptli ve hatta herşey dahil günlerimiz yaklaşık 10-15 sene öncelerde kalmıştı, ve tatil köyü deyince tüylerimiz diken diken olur modeli bir çifttik ta ki Mira ayaklanmış bir küçük cadı olana kadar.. son senelerde daha ufak otelleri, daha plansız, günün hangi saatinde ne yapacağın kafana kakılmayan tatilleri tercih eder olmuştuk.. rota yurtdışı ise adres internet, yurtiçi ise kulak gazetesi idi.. tur operatörlerinin üzeri kalın çizgiler ile çizilmişti ta ki Mira'ya kadar.. baktık ki bir bebeğin var ise odada soğutucun, ısıtıcın, belirli bir çizgide konforun, tesisde sırf oynamak için de olsa temiz bir çocuk havuzu, mümkünse çocuk parkı, günün her saati çorba, yoğurt bulma imkanı olmalı idi.. şemsiye için takla atmamalı, yumuşak zemin, sürekli temiz havlu, çok büyük olmayan ama sıkmayan bir alan, ama kesinlikle merdiveni az mümkün olduğunca düzayak olmalı, minik poğaça ayakları bastıracak, koşturup, yuvarlanacak çim alan, kumsal plaj olmalı idi.. geçtiğimiz yıl Emir'in de benim de çok sevdiğimiz Beyaz Güvercin'de çok güzel bir tatil yapmıştık ama Mira henüz mobil değildi ve bazı eksiklerimiz olmuştu.. neticede artık şu hamak senin bu loca benim yatmakla olmuyordu..tüm bu düşünceler ile herşey dahil bir sistemin bizim için hayatı kolaylaştıracağını düşünmüştük ancak Işıl Club'ın aradığımız bu niteliklere birebir uyan ve hatta geçen rahatlıkda bir tesis olacağını bilemedik tabiki öncesinden..
Kısa sürede anladıkki tesisdeki odak müşteri memnuniyeti, türküm, doğruyum, çalışkanım, ve dahi tatildeyim, rahatım, relaxım ise marşımız..Tesisde ilk dikkati çeken her köşeden duyulan fransızca, konuklar ağırlıklı Fransız ve Belçikalı, yaş ortalaması orta, kaliteli bir konuk çizgisi var, çocuklu aile çok ama rahatsızlık veren bir çocuk kaynaması görmüyorsunuz, senelerdir sürekli gelen çiftlerle tanıştık, örneğin Belçikalı bir çift ile uzun sohbet etme imkanımız oldu, hem de bir sezonda bir sefer değil birkaç etapta gelip tatil yapanlar var.. çalışan ekip son derece güleryüzlü, ilgili.. ister sessiz bir köşede yatayım deyin, ister hareketin ortasında olayım deyin herşey var.. çocuklar için mini club içerisinde kaydıraklı havuz, oyun ekipmanları var, bu bölümün hemen arkasında da anfi tiyatro, eğer animasyon kelimesini duyunca bizim gibi beş kilometre öteye kaçmak istiyorsanız ancak küçük cadıyı da eğlendirme endişesi içindeyseniz ideal bir mekan seçimi mevcut, anfitiyatro konumu itibariyle ancak yönüne yolunuz düşerse karşınıza çıkıyor, animasyon öncesinde çocuk dansı var, bu dans için Bozi adında bir köpek karakter tesis içerisinde dolaşıp peşine çocukları takarak mekana götürüyor, yani istemezseniz hiiiiçç haberiniz olmuyor gürültü patırtıdan.. hatta bu karaktere adını veren köpek tesisde yaşamış ve ölmüş şimdi çocukları, torunları yaşıyor, son derece hayvan dostu bir tesis, ancak bir tane bile kedi görmedik tamamen açık hiçbir köşede, çünkü kedileri aşağılara, sahile, tesisin içine girmeyecekleri şekilde bir noktada iyicene besliyorlarki arayışa çıkmasınlar..
tesisde hiçbir ufak hesap yok, örneğin sürekli taze sıkılmış portakal suyu var, havlu kartı vs gibi şeyler hiç yok, havlu değişimi yapılamayan bir an dahi olsa ne yapıp edip isteğinizi yerine getiren bir görevli mutlak surette var, yemekler lezzetli, tatlılar zayıf, restaurantta açık mekan kısmı biraz yetersiz, yemekde gölge yer bulmak genelde zor oluyor, rezervasyonlu olan köy kahvaltısı konseptini denedik bir kez, açık büfede olan gıdalar tabağınıza servis edilmiş olarak geliyor, çok cazip olduğunu söyleyemeyeceğim.. odalarda internet kullanımı biraz zorlayabiliyor kimi zaman, çoğu akşamlar canlı müzik oluyor barlar civarında, çok keyifli oluyor, genelde yabancı turistler kurtlarını döküyorlar..günboyu animasyon var ama yapışkan ilgi hiç yok, tesisde sürekli bir fotoğrafçı var ama siz isterseniz sizin farkınızda.. bunlar basit ama geçmişde çok tecrübe ettiğimiz ,takıldığımız ve şiddetle kaçtığımız detaylar..
Emir ve ben yabani denilebilecek karakterde bir çiftiz, Mira doğmadan önce kimse ile iletişim kurmadan iki kelam etmeden gider gelirdik tatillere, ancak çocuk denilen şey öyle bir sosyalleşme aracı imişki, artık tatillerden değişik çevreler edinmiş olarak döner olduk..Bu tatilde de otelin Pazarlama Müdürünü, otelin Müdürünü, pek çok animatörü, küçük markette çalışan ekibi, temizlik yapan ekipleri, pek çok garsonu ve sayamayacağımız pek çok yüzü bizim küçük cadı sayesinde tanıdık ve çok sevdik.. Tesisde hayvanlara karşı inanılmaz dost bir yaklaşım var, yönetim katında beslenen iki sevimli köpek biri Maya, diğeri Toros, Mira ile çok iyi arkadaş oldular.. ve hatta öpüşecek kadar..

Onun dışında deniz sporları bölümündeki iki küçük yavruya bizim yercücesi yapmadığını bırakmadı, sıkıştırmak, öpmeye çalışmaktan gözlerine gözlük takmaya kadar, iskelede balıkları besledi, büfelerde kuşları besledi, dünyanın dört bir yanından arkadaşlar edindi, bol bol suya girdi, az yedi, çok koştu, çok konuştu, bizi bol bol koşturdu..
veee süper bir tatilin neticesinde mekanı herkeslere tavsiye ederek döndük..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder