6 Şubat 2010 Cumartesi

Mira pazarda..


Mira altı aylık olup katı gıdaya başladığından bu yana onun için hazırladığımız yemekleri hep organik diye satılan sebzelerden yaptık, meyvesini organik yedirdik.. allah için organikliği kısmına tüm gönlümle inanamayacağım ama neticede seralarda bir gecede büyüyen meyve, sebze olmadıklarından emindik.. Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde yetişmiş, şekilleri itibariyle hormonsuzluklarını belli eden kimisi çirkin denilebilecek şekilli meyve sebzeler alıyorduk.. ilk başlarda evimize yakın olan akatlar serente ve arnavutköy balzey den sırf Mira için alışveriş ettik.. sonra hamileliğimin başından beri gitmek isteyip kısmet Mira'nın 6. ayı olan Feriköy Organik Pazarına şeytanın bacağını kırıp bir cumartesi sabahı gittik..madem bu işe alıştık bari hepimiz pazardan yiyelim dedik.. Emir çok sever pazar alışverişini, meyve sebze almayı, seyahatlerde yollarda yol kenarlarında satılan meyve, sebzeyi sever durur.. aaaa biberlere bak, yaaa kavun alsakmı, offf kirazlara bak şeklinde iştah dolu cümlelere ben aynı iştahla cevap verecek olsam eminim yollar iki katına çıkar, ama ben pek sevmem dur, in, alışveriş et, köy göçüyor ölçüde bol eşyalı seyahat bagajına ezilmeyecek şekilde yerleştir, ayağının altına koy falan da filan..
aslında belki de çocukluğumdan kalan birşey bu allah rahmet eylesin halam da babam da severdi uzun yolda alışverişi veya pazar alışverişini.. eskiden Emirgan da çocukluğumun günlerinde her salı pazara gidilirdi, hala kurulurmu bilmem Emirgan da pazar.. ya da Konya nın pazar sabahlarına büyükbabamın veya babamın pazar alışverişine uyanırdık..
uzun lafın kısası meyve, sebze pazarında gezmeyi de alışverişi de çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim.. ama cumartesi sabahlarına alıştığımızdan beri hiç kaçırmamaya özellikle dikkat eder oldum Feriköy pazarını.. neredeyse son iki aydır birtek çok kar olan cumartesi dışında her hafta sonu gittik, hatta karlı haftasonu Emire uysam aynı pazarın devamı olarak pazarları Kartal da kurulana gidecekti de kar lastiğimizin olmaması bizi kurtardı:)

bu sabah önce Mira nın mutad kontrolü için doktorumuza gittik, sonra da ver elini Feriköy.. Mira yolda uyuduğu için ilk turu babamız yaptı, bu arada güneşde sera olmuş arabamızda Mira ve ben azıcık kestirdik.. sonra biz de başladık turlamaya..

Mira yine önce dondu kaldı, sanırım soğukdan oluyor..
önce donup kalıyor, ne gülücük ne ses ne soluk.. yüzü kıpkırmızı oluyor, güzel yanakları buz gibi.. sonra yavaş yavaş açıldı, etrafa gülücükler, çığlıklar..
en çok eline kaptığı havucu geri alırken zorlandık..tavşan kostümünden olsa gerek..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder